BİZ KİMİZ DİYE MERAK MI ? EDİYORSUNUZ...
"SESİMİZİ DUYMAK İSTEYENE BİR FISILTI BİLE YETER"
diyerek yola çıktık.
Ben Fısıdayus; M.Ö 20 nci yüzyılda yaşamış halkın fısıltısıyım. Eceada kasabası öyle güzel, öyle milli duygulara sahip ki, anlatılmaz yaşanır. Aslında burada herkes kardeş, herkes çocukluk arkadaşı.
Ancak ne yazık ki bazı kişiler, koltuk ve rant savaşı uğruna çıkarlarının peşinde koşarken bu güzel insanlara eziyet etmekteler.
Ziyafet sofrası diye tabir ettiğimiz Bolitika ise; aslınd bu kasabanın dokusuna hizmet etmeli, insanları birleştirmeli. Fakat bazıları için Ziyafet sofrasındaki dürüstlük, tabakta görünen ama hiçbir zaman yenecek kadar sıcak olmayan bir yemektir.
Oysa biz, gerçeklerin fısıltısıyla sesleniyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bu kasabanın ruhu millî duygularda ve kardeşlikte saklı.
Esas sorunun çocuklarımızın geleceği, eğitimi ve kariyerleri olduğunu gördük. Herkesin tek çabasının ise çocukları olduğunu da fark ettik.
Aslında herkes kasabasını canı gönülden seviyor. Ama ziyafet sofrasındaki karakterlerin güçün için vurdun duymazlıkları ve çıkar peşinde koşmalarından dolayı, halkın istek ve talepleri duyulmuyor ve görülmüyor.
Tam da bu noktada Fısıltı devreye giriyor. Halkın sesi, kulağı ve gözü oluyor. Her fısıltı aslında bir gerçeği barındırıyor.
Koltuk sevdasına ve çıkarlarının peşine düşen herkes aslında suçlu. Lakin fısıltıları bağırarak söylemeyen bizler de en büyük suçluyuz. Çünkü biz haykırmayarak, aslında çocuklarımızın geleceğini ellerinden alıyoruz.
Gerçekte her şey bu kadar basit. O yüzden ziyafet sofrası olmadan yapmadan nasıl halkın fısıltısı olunur bunu herkes görecek ve yaşayacak.
Ziyafet Sofrasına 1 ay kala değil şimdiden ziyafet Sofrasına tabağımız koyacağız ki herkes herşeyi BİLSİN & GÖRSÜN & DUYSUN
Gizli kapaklı yapılan işler ve anlaşmalar, eziyet edilen halk ve haksızlığa uğrayan herkesin sesi olacağız....
Çünkü bizler biliyoruz ki.FISILTI SİZLERSİNİZ.
*** ANLATILAN VEYA YAYINLANAN İÇERİKLERİN HİÇ BİR KURUM VE KURULUŞ İLE ALAKASI YOKTUR. BENZERLİKLER TAMAMEN TESADÜFTÜR.